Sakız’da Bir Gün
İzmir’de yaşıyor, ara sıra Çeşme’ye gidip, Çeşme’nin o güzel sakız dondurmasını yiyor, denizin ve kumsalın tadını çıkarıp güneşleniyorum.
Batıya doğru baktığımda, yüzerek bile ulaşabileceğim adaların Yunan adaları olduğunu ilk öğrendiğimde gerçekten çok şaşırmıştım. Geçen sene yaz ayında eşimle birlikte yine Çeşme’deyken birden Sakız Adası olarak bildiğimiz bu Yunan adasına gitmeye karar verdik. Bu nedenle de Yunanistan’da lazım olacak bazı belgelerin ve pasaportumuzun Yunanca tercümesinin yapılması için Onat Tercüme Bürosu’na gönderdim. Pasaport tercümesi kısa zaman içinde hazır halde gönderildiğinde Sakız Adası gezimiz için hiçbir engel kalmamıştı.
Planladığımız gün geldiğinde Çeşme’den sabah kalkan feribotlarla yarım saat içinde Sakız Adası’na ulaştık. Dedim ya, yüzerek bile gidilebilecek mesafede bir yer. Sadece kapı vizesi uygulandığından dolayı, oldukça fazla sayıda Türk turist vardı sırada ve uzunca bir süre gümrük kapısında bekledik. Tipik Akdeniz insanı rahatlığıyla da çalışıldığından sıra pek hızlı ilerlemese de bir müddet sonra içeri girdik.
Sakız Adası, yerel dilde Mastik diye anılan sakız ağaçları ile meşhur ve her yerde bu ağaçlara rastlamak pek mümkün. Ağaçlardan dökülen sakızların adadaki birçok yeri beyaza boyadığını da söylemeden geçemeyeceğim. Adada, yerli Yunanlıların bile Türkçe biliyor olması ve birçok Osmanlı eserinin bulunması bizi şaşırttı. Tarihi incelediğimizde ise Sakız Adasının, Osmanlı’dan Yunanlılara geçen son toprak parçası olduğunu öğrenince, bu durumların pek de garip olmadığını anlamış olduk.
Adada iki gün kaldık ve bir araç kiralayarak, doya doya bütün plajları ve köylerdeki tarihi yerleri keşfetmeye çalıştık. Köylerde yaşayan misafir canlısı yaşlıların bizim Anadolu insanına benzerlikleri çok da hoşumuza gitti.
Ada merkezinde yediğimiz yemekler bizi iki yönden şaşırttı. Birincisi Türkiye’de sıradan bir turistik yerde yediğimiz yemeklerden daha fazlasını yarı fiyatına yemekten hayret ettik ve tabii ki sevindik. İkincisi ise Türk ve Yunan mutfak kültüründeki benzerlikler bizi oldukça sevindirdi. Başka ülkelerde olmadığı kadar damak tadımıza uygun hatta aynı isme sahip yemekleri başka bir ülkede yiyebilmek oldukça ilginçti. Cacık, dolma, börek ve baklava. Daha ne olsun…
Sakız adasından eşsiz anılarla dönerken, özellikle Yunan mutfak kültürünü anlatan bir doküman buldum. Bu belgenin Yunanca Tercümesini, bir Tercüme Bürosunda yaptırarak bir sonraki gezime daha bilinçli gideceğimi düşünüyorum.
Erkan ALKAN
21.01.2018
İzmir