Öğretmen Olmak
Zor zamanlar geçiriyordum. Öğretmenlik yaptığım özel okulla yeni dönem için anlaşma yapmadım.
Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) giderek, yeni bir hayat kurmaya çalışıyordum. Biriktirdiğim para şimdilik beni idare ediyordu. Ama yeminli tercüman olarak yeni bir iş buldum.
Aslında en sonunda yazacaklarımı ilk başta yazdım. Esas mesele buraya gelene kadar neler yaşadığımdı. Antalya’da özel bir kolejde çalışıyordum. Kolej öğrencileri her zaman şımarık olurdu. Ancak bu okuldaki öğrenciler okul yönetiminin disiplinsizliği nedeniyle yoldan çıkmıştı. Okulda ikinci yılımdı. İkinci senenin sonunda Hakan isimli ortaokul öğrencisi öğretmenine küfüre varan hakaret etti. O öğretmen bendim. Çok sevdiğim öğretmenlik kariyerim son buluyordu. Hakan’ı arkadaşları içerisinde küçük düşürecek şekilde azarladım. Zengin ailesine söyleyince okul bunu benim aleyhimde koz olarak kullandı. Yıl sonunda diğer yıl için anlaşma yapmak istediler ancak maaşıma zam yapmayı reddettiler. Ben de tekliflerini reddettim. Yani anlayacağınız bunca sene formasyonlarıyla birlikte edindiğim İngilizce öğretmenliği mesleğimi terk ettim.
Her şeyi geride bırakıp ABD’ye gittiğimde aradan yıllar geçmişti. Burada noter onaylı tercüme yapmak konusunda eğitim aldım. ABD’deki bir tercüme bürosunun Türkiye masasında çalışıyordum. ABD’de yaşayan Türklerin ya da ABD’lilerin Türkiye olan ilişkilerinde gerekli belgelerin İngilizce yeminli tercümesini yapıyordum. İyi bir maaşım vardı.
Bir gün kimlik tercümesi yaparken belgelerdeki isim dikkatimi çekti. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir kişi Türkiye’ye gitmek istiyordu. Bunun için gerekli olan dilekçe tercümesi başvurusunda bulunmuştu. Dilekçesini verip, adli sicil belgesi tercümesi için uğraşıyordu. Aslında rutin belge alışverişiydi. Ama bunun için bana uğraması gerekiyordu.
Söz konusu isim İngilizce öğretmenliğini bırakmama neden olan Hakan’dı. Büroya geldiğinde beni tanımadı bile. Eski halinden pek eser yoktu. Doğru düzgün bir gence benziyordu. Belgelerin onayını yaptıktan ismini okul numarasıyla birlikte bağırdım; “597 Hakan Akın!” Oturduğu yerde başından aşağı kaynar sular döküldüğünü gözlerimle gördüm. Ne olduğunu anlamamış şekilde bana bakıyordu.
Meğerse ne olduğunu aslında ben anlamamışım. Hakan benim yeminli tercüme işinde olduğumu evraklarını hazırlarken öğrenmiş. Beni tanımış ve özür dilemek için böyle bir yol seçmiş. Bir yandan evraklarını onaylatıp bir yandan da benimle konuşmak istemiş. Konuştu da içten bir özür diledi. Hayatımı değiştirse de öğretmenlik duygularım ağır bastı. Ben de onu affettim. Sanırım öğretmen olmak böyle bir şey…
Yüksel KAYNARCA
08.01.2018
A.B.D