Ben varımya!
Anlamıyorum arkadaş, kız güvenmiş hatta gönül vermiş, babası güvenmiş kızı vermiş, kayınvalide ile arayı zor bela yaptık (Avrupalı diye işler Türkiye’den farklı oluyor sanmayın, aile bağları güçlü olunca nazı prosedürü daha da fazla oluyor) nikaha kalmış 45 dk, eşim için tercüme yapamayacağımı, Fransızca Yeminli Tercüman gerektiğini öğreniyorum.
İşim gereği Cezayir ile Türkiye arasında mekik dokuyorum. Bir süredir hayatımın çoğu ya yolda ya Cezayir’de geçiyor. Pazarlama Müdürü olarak şirkette tek Fransızca bilen ben olunca satış toplantıları, ilerleme raporları, teknik toplantıların hepsinde yer alıyorum. İşte bu tempoda çıktı karşıma eşim. Karşıma çıkmasa evleneceğim de yoktu zaten. Düşünün annem yakalayıp evlilik baskısı bile yapamıyordu. Şirketin ciddi oranda yükü omuzlarımda olduğu için pek gönül işlerini düşünemez halde idim.

fransızca yeminli tercüman
Eşimi Türkiye’de evlenmeye ikna ettim. Sağlık raporu, doğum belgesi tercüme, bekarlık belgesi tercüme (bunun bir de belgesi varmış 😉 ), pasaport tercüme işlerini bir Ankara tercüme bürosunda hallettik. Tercüme Bürosundaki arkadaşın bana ısrarla nikahta Fransızca Sözlü Tercüman da lazım olacak demesine inanmadım. Pazarlama taktikleri bunlar, yer mi benim gibi pazarlama kurdu. Ben kendim hallederim merak etmeyin dedim. Koskoca şirketleri evlendiriyorum fransızcamla kendimi mi evlendiremeyeceğim diye espri bile yaptım.
Fransızca tercüme edilen belgeleri noterli onaylı tercüme haline getirdikten sonra sözlü tercüme kazığı yememiş olmanın haklı gururu ile evrakları evlendirme dairesine teslim ettim.
Salon nikahı oldu bizimki. Sürekli takım giydiğim için damatlık işini yarım saatte hallederim diye düşünüyordum. Yarım gün sürdü diyebilirim. Ufak tefek ikramlar, fotoğrafı, videosu, organizasyon şirketi ile koordine vs derken geldi çattı nikah günü. Salon önünde sıra bekliyoruz, ben önceki damattan kopya filan çekiyorum, vs. Nikaha 1 saat kadar kaldı. görevli yaklaştı “Tercümanınız hazır mi?” dedi.
Ben tercüme edeceğim dedim ve güldüm fakat görevli gülmedi. 10 dakika benim neden Yeminli Fransızca Tercüman gerektiğini anlamam (zekiyim aslında ama işime gelmiyor arkadaş) 5 dakika da ikna + yakarış çabaları derken son 45 dakika kala o “ben şirketleri evlendiriyorum, kendimi mi evlendiremeyeceğim?” şakası ile veda ettiğim Onat Tercüme Bürosunu aradım. Allah’tan “Eee biz size demedik mi” mavrasını atacak insanlar değillerdi. Fransızca Yeminli Tercümanın nikah salonuna benden daha önce girmesini sağladılar. Maalesef insanlara güvenmekte zorlanıyoruz. Bu yüzden bazen amiyane tabirle çakallık yapmayı gereklilik sayıyoruz. Allah’tan her şeye rağmen hala halden anlayan insanlar var. Bu yazıyı bu arkadaşlara minnet borcu olarak yazdım. Teşekkürler.
Muzaffer İNAN
22.12.2017
Ankara