Bak sen dedeme, neler yapmış?
Köye pek gidip gelmem. Zaten bir amcam kaldı, yengemle birlikte. Geçenlerde arayıp Osmanlıca Yeminli Tercüman lazım” deyince şaşırdım.
“Hazine haritası mı, tapu mu buldun?” diye takılmadan edemedim. İmama sormuş, “anlamam ben, üstünü, esresi, ötresi yok, bu farklı” demiş imam. Bizim ofisin hemen karşısı Onat Tercüme Bürosu, ama bu devirde kim yapar Osmanlıca tercümeyi? Yeminli tercüman çok da, hep ticari işler için. Osmanlıca Yeminli Tercüme yaptırabileceğimi düşünmedim hiç.

bak sen dedeme
Bakarız falan diye salladım açıkçası. Nereden bulayım ben Ankara‘nın göbeğinde Osmanlıca Tercümanı. Aradan bir hafta geçti geçmedi, Trabzon’a yolum düştü. Yolum düşmüşken köye de uğradım tabii ki. Sohbet muhabbet, amcam lafı yine Osmanlıca Tercümana getirdi. “Tamam” dedim, “Sen ver neyi çevirteceksen, ben halledip sana göndereyim”. “Yook, olmaz” dedi amcam, “Ben sana göstereyim, sen fotoğrafını çek telefonla”. Bak sen amcama. Bana bile güvenmiyor. İyice heyecanım arttı açıkçası. Ne ki bu acaba?
Gitti, yıllar içinde zamanla yaprakları sararmış, tek ortalı küçük bir defter getirdi. En az yüz yıllık var. İçinde bir sürü yazı. Arapça tabii ki. Daha doğrusu ben Arapça sandım. Meğer, Osmanlıca imiş. Hatta, Türkçe bile sayılır. Ben çok sonra öğrendim. Çoğunu da anladım.
Neyse uzatmayayım, defterin sayfalarının fotoğraflarını tek tek çektim. Ankara’ya dönünce de, ofiste bilgisayardan çıkışlarını alıp, zımbaladım. Koydum dosyaya götürdüm ONAT Tercüme Bürosu‘na. Eksik olmasınlar çok ilgilendiler, hemen ilk elden bakıp bilgi verdiler. Kısa sürede tercümesini bitirmek üzere oldukça makul bir fiyata anlaştık.
Amcamın gösterdiği defter dedeme aitmiş. Dedem dediysem aslında dedemin dedesi oluyor, askerliğini 1925’te bahriyeli olarak yapmış ve orada eski alfabe ile Osmanlıca okuyup yazmayı öğrenmiş. Sonra da, dili döndüğünce başından geçenleri yazmış. Bir nevi günlük gibi yani. “Şu limana gittik”, “Buranın evleri şöyle güzel”, “Çavuş bana bunu dedi”…
Edebiyatçı sayılmaz ama, epey hoşuma gitti anlatımları. Sağolsun Ankara Tercüme Bürosu‘ndaki arkadaşlar, hem Osmanlıcasını yeni harflerle yazıp, orjinal halini verdiler, hem de günümüz Türkçesine çevirdiler. Böylece anlamadığım yer de kalmadı. Ah diyorum, şimdi keşke daha çok yazmaya devam etseymiş büyük büyük dedem. Şimdi nasıl bir hazinemiz olurdu. Israr eden amcama da, Osmanlıca Yeminli Tercüme yapan titiz ve özenli Onat Tercüme Bürosu’na da çok çok teşekkürler.
Siz siz olun, köşe bucak bakın köydeki ata, dede evlerinize. Kim bilir neler çıkar?
Necati YOLCU
25.12.2017
Ankara