Bir Sesten Çok Dile
Dil; insanlar arasında iletişimi sağlayan doğal bir araç olmasının yanı sıra, kendine özgü kuralları olan ve bu kurallar arasında kendini geliştiren canlı bir varlıktır. İnsan olarak toplumdaki diğer bireylerle etkileşim içinde olma ve iletişim kurma ihtiyacı duyarız. İletişim kanalları çok sesliliğine ulaşmadan önce teknolojinin gelişiminin yanı sıra, dilin kendini geliştirip günümüze kadar çoklu seçenekleriyle gelmesinin de bir evrimi söz konusudur.
Dil kavramının ortaya çıkmasından önce insanlar, karşı taraf ile iletişim kurmak için “ses” çıkarırlardı. Çıkardıkları bu sesler hayvanların ve çevrelerinde bulunan diğer varlıklarının seslerini taklidiyle ortaya çıkardıkları iletişim türüydü. Bilgilendirici ve uyarıcı özelliğe sahip olan bu iletişim, zaman içinde gelişime uğrayarak ve insan ihtiyaçlarına göre şekillenerek daha geniş bir sözcük dağarcığının doğmasına neden oldu. Gelişen bu dil, duygu iletmek ve toplumsal ilişki kurmak amacıyla kullanıldı. Artan kelime sayısı, farklı kültürlerin etkisi ve diğer birçok kültürel faktörün gelişim göstermesiyle birlikte nesiller boyunca insanların katılımıyla kuşaktan kuşağa aktarılarak bugünkü haline evrimleşti.
Dil, kendi içinde evrimine devam ederken; zaman değişti, teknoloji gelişti ve sınırların ortadan kalktığı yeni bir dünya düzeni kurulmaya başlandı. Küreselleşmenin de etkisiyle birbirinden haberdar olan, iletişimin sınırlarını ortadan kaldıran bu yeni dünya düzeni, iletişim ağlarının tümünü güçlendirdi. Bu yeni dönemde insanlar, dil ve kültürel farklılıkları fark etmeksizin birbirleriyle iletişim kurmaya başladılar. Bir süre sonra ise kurulan bu iletişim ağı bir ihtiyaç haline dönüştü.
Ve dünya artık geri dönüşü imkânsız bir şekilde, birbirinden haberdar olmaya, iletişim halinde kalmaya başladı. Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması, sınır kavramını ortadan kaldırarak dünyayı küresel bir topluma çevirdi. İnsanların farklı dillere sahip olmalarına rağmen birbiriyle konuşmaları, sağlıklı ve kaliteli iletişim içinde olmaları tercümenin gücüne dayanır hale geldi.
Yaşayan bir varlık olan dil, sürekli değişiyor ve gelişiyor. Dilin yaşam ve gelişim sürecine ayak uyduran çeviri sektörü ise her geçen gün tıpkı yeni bir dil gibi gelişiyor, kökleniyor. Tercüme sektörü, artık insanlığın tercihi değil ihtiyacı haline dönüşmüş olan bu iletişim ağını destekliyor ve desteklediği gibi bu ağın gelişmesine de büyük katkı sağlıyor.